Sara, emekli bir özel kuvvetler askeri olarak, annelik içgüdüsüyle hareket ederek, ABD konsolosluğunda kaybolan oğlunu bulmak için tehlikeli bir arayışa girer. Oğlunun izini sürerken, uluslararası bir komplonun derinliklerine doğru çekilir. Sara, hükümetin gizli operasyonları ve yozlaşmış güçlerle mücadele ederken, hem kendi geçmişiyle yüzleşir hem de oğlunu kurtarmak için sınırlarını zorlar. Bu amansız mücadelede, Sara'nın kararlılığı ve askeri yetenekleri, onu hayatta kalmak ve gerçeği ortaya çıkarmak için tek umudu haline gelir.